14 Şubat 2010 Pazar

D E M E T SAĞIROĞLU


1994 yılının sonbaharında bir kişiyi "yıldız" yapacak bir albüm raflarda yerini aldı. "Demet-Kınalı Bebek" ismiyle müzik dünyasına bir hareket getirdi Demet Sağıroğlu.. Aslında Demet, yerli müzik takipçilerinin tanıdığı bir isimdi.. 1990'lı Kayahan şarkılarına yaptığı vokallerle şarkıları apayrı bir boyuta ulaştıran bir sesti Demet. "Kınalı Bebek" birbirinden güzel 10 şarkı ile dopdolu bir albümdü. Ayrıca bu albümle birlikte genç yaşta kaybettiğimiz ünlü müzisyen Uzay Hepari kulaklarımızda son kez iz bırakmaktaydı.
Albümün "Kınalı Bebek" kadar hatta belki ondan bile çok popüler olan diğer şarkısı "Arnavut Kaldırımı" ydı. Abdullah Oğuz tarafından çekilen muhteşem bir kliple, hem şarkı olarak hem de klip olarak kendine çok haklı bir yer edindi "Arnavut Kaldırımı"..
"Yağızım", ve "Biçare" de albümün bir Demet klasiği olan şarkılar listesinde yerini aldı.
Aradan 2 yıl geçti..Öyle bir klip dönmeye başladı ki böylelikle ekranlarda biz müzik severler Demet Sağıroğlu'nun çıkışının devam edeceğini,Demet'in Türk Pop müziğinde tahtını kurduğunu anlamış olduk. Demet artık büyümüştü ve daha sitemkardı. "Şikayetim Var" ile "Hayallerimi çalmışlar,almış kaçmış insafsızlar" diye sitemdeydi ve o ne güzel bir tonlamayla "Şikayetim Var" demekti.. "Aşk Perisi","İhanet Ettin","Alacakaranlık" , "Sana Kaldı" diğer iddialı şarkılardandı.Albümün ikinci klibi "Aşk Perisi" ne çekildi. Aşk Perisi de Demet naifliğini bizimle tanıştıran sımsıcak bir şarkıydı.. Ve "Sımsıcak"....
1998 yazında albümün reklamları, klip demosu "Yarın Olmaz" ın introsu yine ekranlardaydı. Demet o mükemmel sesini çok iyi şarkılarla birleştiriyor ve bu şarkıları mükemmel bir ekiple kliplendiriyordu. Müzikten kazandığını yine müziğe yatırıyordu. "Yarın Olmaz", "Sımsıcak" ın çıkış şarkısıydı ve Mustafa Alıtoklar ın da katkısıyla şarkıya kısa film tadında muazzam bir klip çekilmişti. Albümde öyle bir Soner Çınar şarkısı vardı ki hala hayatımın şarkılarından biridir.. O şarkı eskimez, dinlendikçe yenilenir.. "Allah Görür".. Öyle de güzel bir kliple taçlanmıştır ki bu şarkı, hem Demet'i izlemeye hem de şarkıyı dinlemeye doyum olmaz. Bir Sezen imzası olan "Arada Derede" de albümün en iddialı şarkılarındandı..Dönemin en popüler filmlerinden olan "Ağır Roman" ın soundtrack i olan "Bir Vurgun Bu Sevda" da Demet Sağıroğlu yorumuyla albümde yerini aldı.
2000 yılına gelindiğinde Türk Pop Müziği korsan belası ile karşı karşıyaydı.. Bu dönemde çıktı Demet'in 4. solo albümü "Papatya Falları".. Aslında albümün adı yoktu, "Demet" olarak çıkmıştı ama Papatya Falları o kadar beğenildi ki albüm bu isimle anılır olmuştu. Bu albümde Demet Sağıroğlu, besteci-güfteci kişiliğiyle daha ön plandaydı. "Savruldum" , "Ben Anneme Çekmişim", "Sus Söyleme", "Misafir" albümün en ilgi çeken parçalarındandı.
2000 li yılların ortalarında artık albümler eskisi gibi satmıyor, sanatçılar albüm aralarını zorunlu olarak açıyorlardı. Demet de ilk defa 4 yıl gibi bir ara verdi yeni albümü için. "Korkum Yok" 2004 yılında çıktı piyasaya. Albüm hiç bir ticari kaygı taşımadan, Demet'in içinden geldiği gibi, kendisi gibi doğal olarak hazırlanmıştı. Müfide İnselel şarkıları albümde göze çarpmaktaydı. "Korkum Yok" , "Tabu" , "Mandalina" albümün parlayan şarkılarındandı.
2009 yılına gelindiğinde bu sefer 5 yıl geçmişti. Demet bir single için kolları sıvamış ve yaz ayına "Silkelen" isimli ilk single'ını yetiştirmişti.Albümde "Silkelen" ve "Gittiğim Yol" isimli 2 şarkı bulunuyordu. Singlenın promosyonu belki de hiç yapılmadı. Bu nedenle single, dinleyicilere yeteri kadar duyurulamadı. Aynı yıl Demet Sağıroğlu bir filme daha sesini kattı.."Adını Sen Koy" filmi Demet'in sesiyle can buldu.
En son albümle günümüz arasında 6 yıl kadar bir zaman geçtiği düşünülürse biz müzikseverlerin Demet Sağıroğlu'nu özlemiş olduğu çok açıktır. Benim kişisel temennim Demet'in o buğulu sesiyle , önümüzdeki kış bize içimizi ısıtacak bir kış albümü yapmasıdır. Çünkü kış onun o buğulu sesine çok yakışmaktadır!

21 Ocak 2010 Perşembe

Nereden Nereye Geldik..


Hafif Batı Müziği kategorisinden Türk Pop Müziğine geçişin miladı sanırım Yonca Evcimik’in Abone isimli albümüydü. Abone nin piyasaya çıkışıyla yerli müzik sektörü 90’ların başında canlanıp yerli pop, kasetiyle, klibiyle, konseriyle bir çok kişinin ekmek yediği kendi piyasasını oluşturdu.
Yonca Evcimik’ten hemen sonra Hakan Peker, Bendeniz,Deniz Arcak, Sibel Tüzün, Aşkın Nur Yengi, Ufuk Yıldırım, Sertab Erener, Ferda Anıl Yarkın,Demet Sağıroğlu,İzel gibi isimler peşpeşe sektöre girdi.
O zamanlar bir kaset 100bin satıyorsa başarısızdı.. 300bin satış ortalama 500bin başarı, 1milyon satış rakamı üstün başarıydı.
Kaset kapak fotosu nasıl olacak, ilk klip hangi şarkıya çekilecek, toplam kaç klip çekilecek gibi tatlı telaşlar olurdu..
Kasetçilerden (o zamanlar büyük müzik marketleri yoktu) sevdiğimiz şarkıcının kasetini ilk aldığımızda kasetin üzerindeki jelatini büyük bir sevinçle yırtar hemen kaset fotoğraflarına bakardık. Kaseti kasetçalara veya walkmanlere koyar elimizde kaset kartoneti, şarkı sözlerini okuya okuya tüm şarkıları ezberlerdik.
95 lere gelindiğinde CD ler yaygınlaşmaya başladı. Sektör yine hareketliydi..
Müzik programları ekranlarda yaygındı ve çekilen klipler, albüm satışları hala müzikseverler için önemliydi.
Yerli müzik piyasası 2000 li yılların başına kadar canlılığını korudu. 2000 li yıllara gelindiğinde korsan yayın müzik sektörüne büyük darbe vurdu. İnsanlar bir adet orjinal CD fiyatına 6-7 tane korsan CD alabildiklerini keşfedince emeği hiçe sayarak korsana yöneldi ve albüm satışları ciddi şekilde düştü. İnternetin yaygınlaşması ve sadece bir tık ile albümlerin internetten indirilmesi darbeyi bu sefer korsancılara vurdu! Her şekilde olan müzik sektörüne emeğinin karşılığını alamayan sanatçılara, prodüktörlere , müzik sektöründen ekmek yiyen herkese oldu.
Yıl 2010.. ve sektör ciddi olarak can çekişmekte.. En ünlü, en başarılı şarkıcıların bile albüm satışları 75binlerde seyretmekte..hatta günümüz için 75bin satış bile büyük bir başarı!
Vaziyeti göz önüne sermek, nerelerden nerelere geldiğimizi bir de kendi dilimden ifade etmek istedim..Acı bir şekilde..

15 Ocak 2010 Cuma

Oslo'ya Manga Gidiyor !


Eurovizyon deyince nedense aklıma hep çocukluğum gelir. 80 li yılların sonunda her yıl mayıs ayında yapılan bu yarışmanın olduğu akşam nerdeyse bütün evlerde TRT-1 izlenirdi. Gerçi o dönemde izlenecek çok da fazla alternatif yoktu ama yine de Eurovizyon insanlar ve ülkemiz için önem arzetmekteydi. Hepimizin elinde kağıt kalem en beğendiğimiz ülkelere puanlar verip sonuçlarla karşılaştırırdık.

90’lı yılların başında üstüste aldığımız kötü dereceler, 97 yılındaki Şebnem Paker, Dinle ile aldığımız 3. lüğe rağmen ülkemizin Eurovizyon’a olan eski ilgisini geri getirmedi. Ta ki 2003’e kadar. 2003 yılında TRT, 2 radikal karar aldı. Bu kararlardan ilki Eurovizyon şarkı yarışmasına Türk halkı tarafından başarıları kabul görmüş bir isme , Sertab Erener’e, direkt olarak teklif götürdü. Teklifi kabul eden Sertab ve TRT seçtikleri şarkı olan “Everway That I Can” ile ikinci radikal karara imza attılar. Türkiye, Eurovizyon tarihinde ilk defa tamamı ingilizce bir şarkıyla yarıştı. Sözkonusu isim Sertab Erener olunca beklentiler haliyle yükseldi ve Eurovizyon ülkemiz gündemine tekrar yerleşmiş oldu. İyi bir düzenleme, ilginç bir kareografiyle birlikte Sertab ve ekibi ülkemize ilk defa Eurovizyon şampiyonluğunu getirdi. Sonraki yıllarda Sertab ile birlikte diğer ülkelerin de yarışmaya yolladığı şarkılar değişti, daha dinamik ve hareketli şarkılar ilginç kareografilerle birlikte yarışmaya katıldı.
Takip eden yıllarda Türkiye, sırasıyla Athena, Gülseren, Sibel Tüzün, Kenan Doğulu, Mor ve Ötesi ve Hadise yarıştı. Hala hangi amaçla ve hangi akla hizmet seçildiğini anlayamadığım Gülseren i saymazsak TRT olabildiğince iyi isimler seçmişti Eurovizyon için. Ama her iyi isim bir Eurovizyon başarısı anlamına tabiki gelmemekte. Başarı da sesten ve kaliteden daha çok şarkının da etkisi çok büyük.

2010 yılı için TRT maalesef Mor ve Ötesinde düştüğü hataya tekrar düştü ve bu seneki yarışma için grubun MTV başarısının etkisinde kalarak Manga’yı seçti. Halbuki MTV konseptiyle Eurovizyonki apayrı.. Manga kötü bir grup mu? Hayır, tam aksine çok başarılı bir grup. Ama Eurovizyon için hatalı bir seçim! Zaten politik oyların yine yerlerini bulacağı bu yıl ki yarışmada, çok çok akılda kalıcı ingilizce bir şarkı yapmadıkları takdirde maalesef Manga’ya ilk 5’te şans tanımıyorum. Benim bu yılki favorim Murat Boz’du. TRT Murat Boz’u yarışma için seçseydi, Murat fiziğiyle, sesiyle, zilli-davullu hareketli bir İngilizce şarkıyla o gece Oslo’yu sallardı ve tüm Avrupa’dan oyları toplardı.

Manga’nın şarkısı dikkat çekici , etkileyici ve müzikal altyapısı sağlam bir şarkı olmadıkta Mayıs ayında Oslo’da alacağı başarı , Mor ve Ötesi'nin aldığı dereceden daha iyi bir sonuç getiremeycektir ülkemize.. Umarım yanılırım..

9 Ocak 2010 Cumartesi

SERTAB


Tam 10 yaşındayım "Sakin Ol" u elime aldığımda.. O yaşımda bilemiyordum "Yalnızlık Senfonisi" nin etkisini, "Aldırma Deli Gönlüm" ün sitemini ve kararlılığını.. "Vurulduk" u dinlerken bilemiyordum ince ince vurulmanın ne demek olduğunu.. "Sakin Ol" a , "Ateşle Barut"'a ve "O Ye" e bayılıyordum o ayrı.. Ama şunu çok iyi biliyordum ki o 10 yaşında halimle, dinlediğim ses harika bir sesti, dinlediğim ses Türkiye'nin ileride gururu olacak bir sesti.. Derken 1994 kışında "La'l" geldi.. 94 kışı çok soğuktu ama Sertab bizi o kışta sesiyle ve şarkılarıyla derinden ısıtıyordu. Bir çok kült vardı bu albümde.. "Sevdam Ağlıyor", "Gel Barışalım Artık", "La'l", "Rüya", "Masal".. Aradan zaman geçti, hastalıklar geçti, ayrılıklar geçti... Ben büyüdüm..Sertab büyüdü..Sertab, Sertab gibi oldu ben ise daha bir Sertab gibi...1997 yazında piyasadaydı "Sertab Gibi" albümü.. Sertab yönünü ve gücünü bulmuştu, ben ise ergenlik çağındaydım ve yönümü arıyordum. Bu albümün benim o dönemime gelmesi sanki tesadüf değildi.. "Aslolan Aşktır" ile aşkı, "İncelikler Yüzünden" ile incinmeyi, "Yara" ile yaralanmayı, "Dağ Gibi" ile de her şeye rağmen dağ gibi, taş gibi olabilmeyi öğrendim. 1999 baharında Sertab, kendi adını taşıyan albümünü çıkardı. Sertabın konserlerinde, programlarında defaten söylediği hit şarkılar yoğunluklu olarak bu albümdeydi.. "Vur Yüreğim", "Aşk", "Zor Kadın", "Yanarım", "Yolun Başı"..
2001 yazında belki de en çok hit olan şarkısı "Kumsalda" nın içinde yer aldığı sanki daha ticari olarak hazırlanmış "Turuncu" albümünü çıkardı Sertab. Sezen Aksu imzalı "Unutursun" u da içeriyordu bu albüm..Ayrıca "Güle Güle Şekerim" i, "Hani Kimi Zaman"ı.. 6. solo albümü için araya 4 yıl koydu Sertab.. Tabi albüm aralarına single çalışmaları, eurovizyon süreci girdi. 2005 yılının baharında "Aşk Ölmez" i piyasaya sürdü. Bu albüm aynı zamanda Sertab'ın son Türkçe solo albümüydü ve hiç bir ticari öge taşımıyordu. Sessiz sakin bir çıkış yaptı.. Ama çok sevildi ve dinlendi..Sertab da dinlendi o günden bugüne.. Yurtdışı çalışmaları yaptı, eski şarkılarının yeni coverlarını yaptı.. Boş durmadı, üretti, ürettiklerinden yeni bir şeyler üretti ama hep üretti.. Ve hep çalışmalarıyla gündemde olmayı başardı. 2009 yazında "Bu Böyle" isimli single çalışmasıyla yaza damgasını vurdu. Albümlerin eskisi gibi satmadığı, insanların albümlere artık eskisi gibi değer vermediği bir dönemde belki de Sertab en iyisini yapıyordu.. Şarkı çok sevildi, şarkı çok dinlendi.. Soner Sarıkabadayı bu şarkısıyla ününe ün ekledi ve 2009 Aralık ayında yepyeni bir single çalışmasına daha beraberce imza attı Sertab - Soner ikilisi.."Açık Adresi" i bizlerle buluşturdular.. Şarkı o kadar güzeldi ki dinleyen herkes resmen bayıldı.. Klip o kadar ustalıkla çekilmişti ki insanlar hem şarkıya hem Sertab a bir kez daha hayran kaldılar.. Sertab aynı zamanda albümün tanıtım çalışmalarını da öyle bir ustalıkla götürdü ki single ve albüm büyük kitlelere ulaştı..
2010 yılında bizi yeni bir Sertab albümü beklemekte, aynı zamanda Sertab konserleri.. Kendisini sürekli yenileyen, geliştiren Sertab,konserlerinin yanısıra biz dinleyicileriyle internet ortamında da haberleşebilmekte.. Belki de budur Sertab'ı Sertab yapan, bizden yapan.. Sertab, takipçiniz !

Etiketler:

25 Aralık 2009 Cuma

Şebnem'in Adı Artık Orman...


Upuzun bir aradan sonra Şebnem Ferah’ın yeni albümünün 2009 yılı sonuna yetişeceğinin bilgisi Şebnem hayranlarını çok sevindirdi. Daha sonra albüm ile ilgili bilgiler yavaş yavaş belli oldu. Önce albümün ismi, sonra albüm kapağı ve şarkı isimleri netleşti ve daha albüm çıkmadan, şarkılar dinlenmeden ortalık karıştı. Büyük bir çoğunluk albüm kapağını beğenmedi! Yine bir çok kişi albümün isminin “Benim Adım Orman” olmasına takıldı..Ve nihayetinde Şebnem Ferah’ın 6. solo albümü 16 Aralık’ta müzikmarketlerdeki yerini aldı.


Önceki albümlerinin aksine Şebnem “Benim Adım Orman” da 10 şarkı yerine bir tanesi “Eski” adlı şarkının diğer versiyonu olmak üzere 12 tane şarkıya yer verdi. Albümün açılış şarkısı “Merhaba” .. Tam Şebnem Ferah tarzında, dinamizmi bol, müziği enfes bir şarkı. Daha ilk cümlesinden Şebnem Ferah’ı ne kadar özlediğimizi hissettiren bir parça. Merhaba’nın peşine albüme adını veren “Benim Adım Orman” geliyor. Bu şarkının müziği insanın ruhuna ipek temasında bulunarak davetkar sözleriyle dikkat çekiyor. “Yalnız” albümün ilk klibinin çekileceği, bir Şebnem Ferah klasiği olmaya aday bir parça. Sözleri ve müziğiyle, Şebnem Ferah’ım şarkının tam “Kahpe dünyayı anlat!” kısmındaki mükemmel vokaliyle albümün parlayan mücevheri. “İstiklal Caddesi Kadar” ise albümün belki de en iddialı şarkısı. Bu iddia şarkının müzikal altyapısı kadar sözlerinden de kaynaklanıyor. Şebnem’in şarkıda sorduğu şu: “Düşünüyorum ne kadar sevmiş olabilirim, ne kadar yer etmiş olabilir?” Ve yine kendisi yanıtlıyor: “İstiklal Caddesi Kadar” ve bu şarkı “Alnımdan akan ter sana hiç değmedi” , “Cümleler kaçtı dağıldı dört bir tarafa, sadece noktayım” gibi ulaşılamamış bir ifadeleri de içermekte. “Eski” de ise Şebnem bizlere , “Sen nasıl başardın yüzyıllık ağaç gibisin, nasıl böyle kaldın?” diye seslenmekte, o her zamanki dokunaklı, asi- isyankar ifadesiyle. Eski de daha ilk dinlemede büyük dikkat çeken şarkılardan.. Gelelim "Mahalle"’ye.. Benim albümde en çok sevdiğim, en çok ısındığım şarkı oldu Mahalle.. İlk dinleyişte iddiasız gibi görünse de dinledikçe insanın içine işleyen bir müziğe sahip.. Eksiklik, yoksunluk herhalde ancak “Geçer gider sandım geçmedi gitti kurduğun bu mahalle haritadan silindi” sözleriyle bu kadar güzel ifade edilebilirdi. Vee “Serapmış”.. Yine ilk dinlendiğinde dikkati çeken, hemen bütünleşilebilen bir parça.. “Ateşe Yakın” ise müziği ile iddiasız ama sözleriyle çok iddialı bir şarkı. “Her kahraman gibi erken gittin” cümlesi üzerine yapılacak daha öte bir yorum var mı sorarım size?.. “Bazı Aşklar” ve “Uçurtma” albümün sessiz sesleri.. Şebnem'in yüreğinden, kaleminden akıp giden şarkılar...

Albümün geneli oldukça yumuşak diyebiliriz. Şebnem bu albümde Can Kırıklarını derlemiş, toparlamış, yapıştırmış sanki ama kırıkların izleri hala görülmekte..


Genel görüşün aksine albüm kapağını çok beğendim ama albümün adı daha değişik olabilirdi, o zaman da muhtemelen bu kadar dikkat çekici olmazdı. Daha önceki albümlerle "Benim Adım Orman" ı karşılaştıran dinleyiciler aradıklarını bulamadıklarını ifade ediyorlar ve haksızlar.. Şebnem Ferah'ın albümleri dinledikçe güzelleşir,dinlendikçe demlenir.. Ayrıca her Şebnem albümü de tek başına ele alınmalıdır.. Sonuç olarak ben şarkıları oldukça beğendim.. Hatta bazılarının hastası oldum.. Eleştirim tek noktada.. Keşke arayı 4.5 yıl tutmasaydı çünkü haklı olarak bu kadar yıldan sonra "aşmış" bir albüm bekleniyor. "Benim Adım Orman" aşmış bir albüm değildir! Şebnem Ferah kalitesini ortaya koyan güzelbir albümdür.. Hatta Şebnem Ferah'ın mütevaziliğini Uçurma şarkısındaki "Ben en güzel şarkımı daha yapmadım" dizesiyle sunan bir çok güzel bir albümdür!

23 Aralık 2009 Çarşamba


Kırık Kalpler Durağı'nda

Tam 5 yıl 5 ay olmuş Candan Erçetin albüm çıkarmayalı.. Belli ki çok şey birikmiş. Zaten albüm kartonetinde kendisi de bu birikmişliği "Sanırım artık bir şeyler söylemenin zamanıdır" şeklinde ifade etmekte..
"Kırık Kalpler Durağında" Candan Erçetin'in 6. solo albümü. Hazırım, Çapkın, Elbette, Neden ve Melek'in diğerlerine nazaran daha uzun isimli 6.kardeşi..
Albümün kapak fotoğrafı ilk gördüğümde beni ciddi derece şaşkınlığa uğrattı. Son derece basit , yeşil ve kızıl renk tonlarında, kendisine hiç yakışmamış saç modeliyle Candan Erçetin'i olduğundan yaşlı göstermiş bir kapakla karşı karşıya kaldığımda donakaldım. Vitrin değil içerik önemlidir diyerek dinlemeye başladım CD'yi..
Albümü adını veren sözü ve müziği kendisine ait "Kırık Kalpler Durağında" ile karşılıyor Candan bizi bu albümde.. Albümün çıkış parçası olabilecek kadar güzel, sözleriyle insanın içini sızlatan, müziğiyle ruhunu okşayan bir şarkı.. Hemen peşine bir Candan kültü olması kaçınılmaz "Güllere de aşkolsun yine sen kokacaklar /Fallara da aşkolsun yine sen çıkacaklar" gibi naif sözlere sahip "Git" geliyor. Git'in sözleri Cemal Safi, müziği Candan Erçetin'e ait. "Kader" isimli şarkı yine sözü müziği Candan Erçetin'e ait 2010 yılında seyircisi ile buluşacak "Kaptan Feza" filminin de soundtracki olan lokomotif hoş bir şarkı. Vee "Vallahi" Albümün 4 numaralı ve en sitemkar şarkısı..Tipik bir Candan sitemi ve yine tipik bir Candan başyapıtı.. "Yalvaramam ", "Nedense Sustum" ve "Unutursun" şarkılarının da oldukça dikkat çekeceğini belirtmek lazım.. Albümün en hareketli parçaları "Gözler" ve eğlenceli bir balkan türküsü olan "Vay Halime".. Albümde bir Ayşe Kulin şiiri olan "Bahar" ve Ömer Hayyam-Neyzen Tevfik" sözlerinden bestelenen "Türkü" isimli şarkılar da mevcut. Yine bir sinema filmi "Gölgesizler" in sountracki olan " Ben Kimim" 'i de albüme dahil etmiş Candan.. "Ninni" şarkısı ise albümün kapanış parçası ve oldukça politik yapısı olan bir şarkı.. Bizi uyutanlara ve biz uyuyanlar için söylenmiş basbayağı bir ninni! Asıl albümün sürprizini en sona sakladım; Gördüğüm zaman "Candan, geleneği bozmayarak çok da gereği olmayan bir cover yapmış" olarak yorumladığım ve sonra da şarkının mükemmel düzenlemesi ve adeta şarkının baştan yaratılması ile bu yorumumu bana yutturan "Unutama Beni".. Candan Erçetin hakikaten harika yorumlamış ve iyi ki bu unutulmaz eseri de bu albüme dahil etmiş..
Bahsettiğim tüm bu şarkılar ve bahsetmediğim görece iddiasız ama bir o kadar kaliteli toplam 16 şarkı genel olarak değerlendirildiğinde Candan bir kez daha sevenlerini hayal kırıklığına uğratmamıştır demek mümkün. 10 yıl önce Mete Özgencil ile iş ortaklığını bitiren ve artık kariyerinin ilk yıllarındaki kadar klip çekmeyen sanatçı, aynı tutumu bu albümde de devam ettirir mi bilinmez ama bu albüme gelecek ilk klip "Kırık Kalpler Durağında" olmalıdır diye düşünmekteyim.
Candan Erçetin, sonuç olarak müzik kalitesini bir önceki albümünün de üstüne taşıyarak arşivlerde yer alması gereken "Kırık Kalpler Durağında"yı oluşturmuş ve bizlere yeni yıl hediyesi olarak sunmuştur. Bu çalışmanın ardından, albüm kartonetinin tam ortasında yer alan fotoğrafındaki gibi ellerini iki yana açarak "Ben daha ne yapayım" dercesine bizlere gülümsemektedir...

Ellerine sağlık olsun Candan..